eskiden kadılar varı(mış), şeriata uygun karar verirlerdi(miş), elbette bu kararlarda, taraf tutmalar, şahsi çıkarlar ve buna benzer çokça adaletsizlik vardı(mış). şimdi durum ne?? kadılar gitti hakim ve savcılar geldi. eh değişen pek bir şey yok.
öğrencilik hayatımın tamamında okula mehter takımı gibi giderdim*. o kadar nefret ederdim öğrencilikten. gel gör ki üniversiteyi allahın köyünde okumuş olmama rağmen son gün nefesim kesilircesine ağlamıştım. böyle birşeydir öğrencilik. ne emmeye gelirsiniz, ne gömmeye. sadece özlersiniz.
akp den istifa eden ertugrul gunay'in son twiti; "yolsuzlukların gündemden düşmesi için ortaya atılan her saçmalığın ardına düşerseniz yapacak bir şey yok, nasılsanız öyle yönetilirsiniz!"
örtbas edilmeye calisildikca daha bir kızışıyor ortalik.
vajina ya da penis dışında eşcinsellerin 3. tür bir cinsel organa sahip olduğunu sanan insan.
toplum içinde bunu soran, merak eden hatta eşcinsellerin alien gibisinden insan türü dışında başka bir mutant canlıya dahil olduğuna inananlar var. o zaman napıyoruz sözlük, cinsel organımızın nasıl olduğunu sorana ya da farklı olduğuna inanana hemen açıp gösteriyoruz böylece sorun şıp diye çözülmüş oluyor. zaten toplum baskısı yiğidin malı meydandadır demiyor mu alsana yiğit al sana mal!
şimdiye kadar gördüğüm en gani gönüllü ressam kişi. ben ki leblebi tanesi kadar, kuruyan boyaya dahi iğne batırıp içindeki yumuşak kısmını çıkarıp kullanan biri olarak, bu eli açıklık nerden geliyor merak ediyorum. bu adamın resimlerinde sabrı ve sabırsızlığı birlikte görüyorum, çünkü ancak çok sabırsız bir insan böyle bir tekniğe musallat olur ( dripping ve allover)aynı zamanda çok sabırlı bir insan böyle bir teknikte başarıyı yakalayabilir. ayrıca resimleri insanları şu yanılgıya düşürür; ''bunu ben de yaparım, ne var ki bunda? '' insanoğlunun yüzyıllardır, kendisinin keşfedemediği, düşünemediği her bir iş için hortlattığı argümandır. eleştirecek bir milyon konu varken gider ve futürsuzca bunu seçer. ''bunu ben de yapardım...'' en nihayetinde pollock'un yaptığı resimleri biz de yapardık, biz de çok iyi bilirdik, performans sanatının temellerini biz de atardık. lakin döneminin hatta şimdilerin de en büyük sorusu olan, ''nasıl fark yaratırım'' in bir ürünüdür pollock'lar.